Son yıllarda, dünya genelinde yaşlılıkla ilgili pek çok araştırma ve tez ortaya atıldı. Ancak bunların en ilginci, 117 yaşına kadar yaşamış olan dünyanın en yaşlı insanına ait. Bu yaşlı adamın sağlıklı ve uzun bir yaşam sürdürebilmesinin ardındaki sırları merak edenler için, bu haber hem ilham verici hem de dikkat çekici bilgilerle dolu. İşte, 117 yıl boyunca hayatı dolu dolu yaşayan ve bunu başaran bu özel insanın hayat hikayesini ve uzun ömrünün sırlarını öğrenelim.
117 yaşındaki bu insan, yaşadığı dönemin ve olayların tanığı olarak, zamanla yarışan bir ömre sahip. 1906 yılında doğan bu adam, iki dünya savaşına, teknolojik devrimlere ve toplumsal değişimlere tanıklık etti. Uzun ömrünü, yalnızca genetiğine ya da şansa atfetmiyor; onun için bu uzun ömrün birkaç temel unsuru var. Elbette, sağlıklı bir yaşam tarzı, doğru beslenme alışkanlıkları ve mutluluk faktörü onun sırrının anahtarı. Ailesi ve yakın arkadaşları ile olan sosyal bağları da onun uzun yaşamına katkıda bulunan önemli unsurlardan biri.
Hayatının geri kalanını sevdikleriyle geçirdiği kirli sokaklarda ve gürültülü şehir ortasında değil, cennetsel bir köyde sakinlik içinde sürdürerek, stres faktörünü minimize ettiğini belirtiyor. Ayrıca, bu kişinin günlük yaşantısında sporun ve fiziksel aktivitenin önemli bir yer tuttuğunu, her sabah düzenli olarak yürüyüş yaparak bedenini aktif tuttuğunu ifade ediyor. "Hareket etmeyi seviyorum; bu bedenimi genç tutuyor," diyerek egzersizin gücünü sık sık vurguluyor.
117 yaşındaki bu velet, sadece fiziksel aktivite değil, aynı zamanda sağlıklı beslenme ile de ömrünü uzattığını belirtiyor. Günde üç öğün düzenli yemek yediğini, özellikle sebze, meyve ve tahılların yoğunlukta olduğu bir beslenme tarzını benimsediğini aktarıyor. Özellikle yerel, organik ürünlerin tüketilmesinin önemini vurguluyor. Süt ve süt ürünlerinin yanı sıra, balık ve tavuk eti gibi sağlıklı protein kaynaklarıyla beslenmeyi tercih ediyor. Onun gözünde abur cuburlardan, fast food kültüründen ve aşırı işlenmiş gıdalardan kaçınmak, sağlıklı bir yaşamın anahtarı. İçki ve sigara gibi zararlı alışkanlıklarla hiç tanışmadığını söyleyerek, genç nesil için önemli bir örnek oluşturuyor.
117 yaşındaki dünyanın en yaşlı insanı, tüm bu öğretileriyle genç nesillere kendine özen göstermenin ve sağlıklı seçimler yapmanın önemini aktarıyor. Uzun bir yaşamın yalnızca genetik faktörlere bağlı olmadığını, ancak bireysel çabaların da önemli olduğunu sık sık vurguluyor. Onun hikayesi, yaşlılığın yalnızca bir rakam değil, aynı zamanda nasıl yaşandığının da bir göstergesi olduğunu bizlere kanıtlıyor.
Sonuç olarak, 117 yaşındaki bu adamın yaşam öyküsü, bize sağlıklı bir yaşam tarzının ve mutlu bir ruh halinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. Onun bilgeliği, yaşlılıkla ilgili toplumda hâlâ doğru bilinen yanlışların düzeltilmesine yardımcı olabilir. Genç nesiller için önemli bir model olan bu yaşlı adam, gelecekte de aktif bir yaşam sürmeyi hedefliyor ve bunu başarmak için elinden geleni yapıyor. Uzun yaşamak istemek elbette önemli, fakat bunu başarmanın yollarını öğrenmek de bir o kadar kıymetlidir.