Yaz aylarının gelmesiyle birlikte, Türkiye’den Avrupa’ya seyahat etmek isteyenlerin en büyük sorunlarından biri Schengen vizesi randevularının temin edilememesi ve bu durumun çeşitli spekülasyonlara yol açması oldu. Seyahat hayali kuranların en büyük engeli haline gelen bu kriz, vize başvurularının yoğunluğuyla birleşince, bazı kişiler vize randevularını karaborsa usulüyle satmaya başladı. Peki, bu randevular gerçekten satılıyor mu, yoksa bu olay sadece bir şehir efsanesi mi? Bu sorunun cevabını arayalım.
Schengen vizesi almak için gerekli olan randevuları alabilmek, genel olarak pek çok kişinin karşılaştığı bir zorluk. Türkiye’deki konsolosluklar ve vize merkezleri, başvuruların artmasıyla birlikte randevu tarihlerinde ciddi bir yığılma yaşamakta. COVID-19 pandemisi sonrasında, birçok ülke kapılarını yeniden açarken vize talepleri bir anda patladı. Özellikle yaz sezonu yaklaşırken, seyahat etmek isteyenler, bu durumda büyük bir zorunluluk hissediyor.
Inşaat sektöründen gastronomi sektörüne kadar pek çok alanın yeniden canlanması, insanların yine yurt dışına seyahat etme isteğini arttırdı. Ancak, ekonomik koşullar ve artan seyahat masrafları göz önünde bulundurulduğunda yapılan başvurular, istatistiksel olarak artış göstermekte. Bu durum, randevu bulmayı adeta bir kabusa çeviriyor. İnsanlar, randevu almak için saatlerce sistemleri tazeliyor, fakat birçok kişi umduğunu bulamıyor.
Bu tür zor şartların sonucunda ortaya çıkan bir diğer olgu ise randevu satışı. Bazı kötü niyetli kişiler, elde ettikleri randevuları karaborsa fiyatlarla satmaya başladılar. Bu durum, hem yasadışı bir uygulama olarak öne çıkıyor hem de seyahat hayali kuran insanların duygularıyla oynamakta. Bu tarz işlemler, vize merkezi ve konsoloslukları açısından da büyük bir tehdit oluşturmakta. Randevuların satılması, bir taraftan artan talebi karşılamaya çalışırken, diğer taraftan bu durumun kötüye kullanılmasına neden olup vize sistemine olan güveni sarsmakta.
Randevu satışı yapan kişilerin, hem yasal hem de etik açıdan pek çok sorunu barındırdığı ortada. Zira, sahte randevu üretimi veya var olan randevunuzu daha yüksek bir fiyata satma gibi yöntemler, yasal yaptırım gereksinimini ortaya koyuyor. Ayrıca, iyice daralan randevu durumu, aslında seyahat etmek isteyenlerin birçok kayıtlı yerden randevu almaları açısından da bir engel teşkil ediyor. Yasal yollarla alınması gereken vize randevuları için bu tür girişimler, insanların seyahat planlarında aksamalara yol açıyor ve ciddi bir mağduriyet yaratmakta.
Sonuç olarak, Schengen vizesi almak isteyenlerin ne yazık ki karaborsa randevular ile karşı karşıya kalması, bu durumu iyice içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Bunun yanında, bir yandan yasal olarak vize almak isteyen kişilerin haklarının korunması, diğer yandan bu tür kötü niyetli girişimlerin önüne geçilmesi gerekir. Vize randevuları, bir devletin kontrolünde olması gereken bir konu olup, bu konu üzerinde denetim sağlanması ve vize başvuru süreçlerinin hızlandırılması gerekliliği açığa çıkmaktadır.
Son değerlendirmeler ile, Schengen vizesi almak isteyen kişilerin yukarıda belirtilen zorluklarla karşılaşmaları olasıdır. Randevu alım süreçlerinin düzenlenmesi ve koordine edilmesi, hem ülke içindeki vize merkezleriyle hem de Avrupa’daki konsolosluklarla iş birliğine ihtiyaç duymakta. Türkiye'deki konsolosluklar, randevuları daha erişilebilir hale getirmenin yollarını aramakta, bu sayede seyahat hayali kuran pek çok kişi için daha adil bir süreç oluşturulabilir. Unutmamak gerekir ki, Schengen vizesi almak hem seyahat özgürlüğü hem de uluslararası ilişkiler açısından büyük bir öneme sahiptir.
Gelecekte Schengen vizesi randevuları ile yaşanan sıkıntıların önüne geçebilmek için, sistemin iyileştirilmesi ve kullanıcı dostu hale getirilmesi şarttır. Hem hak kayıplarını önlemek hem de insanların seyahate çıkma umutlarını taze tutmak adına, tüm bu süreçlerin daha adil bir şekilde işlemesi için alınacak önlemler, hem bireysel hem de toplumsal bir ihtiyaç haline gelmiştir. Sezonluk seyahat taleplerinin yaratacağı yoğunluğun çözümü, kriterleri karşılamakta ve seyahat özgürlüğünü tehlikeye atacak durumlardan kaçınılmalıdır.